BEYAZ EŞYA İHRACATI YILIN 9 AYINDA %28 ARTIŞ GÖSTERDİ
Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği’nin (TÜRKBESD) verilerine göre 2021 yılının ilk 9 ayında 6 ana ürün grubunda iç satışlar adet bazında bir önceki yılın aynı dönemine göre %12, ihracat ise %28’lik bir artış kaydetti. İç satış ve ihracat olmak üzere toplam satışlar ise %23 arttı. TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer, “Sektörümüz senenin 9 ayında hem iç pazar hem de ihracat pazarlarında çok iyi bir performans sergiledi. TÜRKBESD üyesi firmalarının toplam satışları 25.746.049 adet olarak gerçekleşti. Eylül ayı itibarı ile iç pazarda yüksek baz etkisini hissetmeye başladık. Maliyet artışını dengeleyerek başta ana ihracat pazarımız Avrupa olmak üzere faaliyet gösterdiğimiz tüm pazarlarda ivmeyi korumaya odaklanacağız” dedi.
Avrupa’nın bir numaralı beyaz eşya üreticilerini temsil eden Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), 2021 yılının ilk 9 ayına ilişkin rakamları ve sektördeki son gelişmeleri online basın toplantısı ile kamuoyu ile paylaştı. TÜRKBESD’in verilerine göre, Ocak-Eylül 2021’de 6 ana üründe Türkiye’deki beyaz eşya satışları bir önceki sene aynı döneme kıyasla %12 oranında arttı. İhracat %28, üretim ise %26 oranında artış gösterdi. TÜRKBESD’e üye firmaların iç satış ve ihracat olmak üzere toplam satışları ise 2020 yılının 9 aylık dönemine göre %23 oranında arttı. TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer, “Sektörümüz senenin 9 ayında hem iç pazar hem de ihracat pazarlarında çok iyi bir performans sergiledi. TÜRKBESD üyesi firmaların toplam satışları 25.746.049 adet olarak gerçekleşti. Eylül ayı itibarı ile iç pazarda yüksek baz etkisini hissetmeye başladık. Maliyet artışını dengeleyerek başta ana ihracat pazarımız Avrupa olmak üzere faaliyet gösterdiğimiz tüm pazarlarda ivmeyi korumaya odaklanacağız” dedi.
Can Dinçer: Paris Anlaşması’nın sektörümüze ihracat açısından getireceği faydaları hep birlikte göreceğiz
Pandemi sonrası toparlanma ile birlikte ihracatın arttığını söyleyen TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer, “Toplam iç satış+ihracat hacmimizde %23’lük bir artış yaşandı. İç satışta artışın devam etmesindeki en önemli etkenlerin başında konut satışlarındaki artış ve pandeminin getirdiği ağırlıklı olarak evde zaman geçirilen yeni yaşam tarzı oldu. Üretimimiz de benzer şekilde ivmesini sürdürüyor. Ocak-Eylül arası üretimde bir önceki sene aynı döneme göre %26 artış görülüyor. İhracattaki güçlü performans üçüncü çeyrekte büyümeye önemli destek sağladı. Bu yükselişte pandemi süreci ile birlikte beyaz eşyaya olan ihtiyacın artması ve kapanma döneminde ertelenen talebin etkili olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Hammadde fiyat artışlarının sonucunda artan maliyet artışlarından tüm sektörler gibi beyaz eşya sektörünün de etkilendiğini vurgulayan Can Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hammadde arz noktalarına uzaklık sebebiyle artan lojistik maliyetler, çip maliyeti, elektrik fiyatı, doğalgaz fiyatı, petrol fiyatı, çelik fiyatı gibi bir çok alanda fiyat artışları söz konusu oldu. Çip krizi mevcut süreçte hayatımızın bir gerçeği, tüm bilgiler doğrultusunda 2022’nin son çeyreğine kadar bu durumun içerisinde olmaya devam edeceğiz. Tüm sektörlerin bu sürece bir an önce adaptasyon sağlaması çok önemli. Biz tüm platformlarımızı geliştirdik, sadece ilk tedarikçilerimizle değil alt tedarikçilerimizle de ilişkilerimizi kuvvetlendirdik, uygun sipariş yöntemimiz ile minimum hasarla faaliyetlerimizi sürdürmeye çalışıyoruz.”
TÜRKBESD Başkanı Dinçer, “Artan girdi ve hammadde fiyatlarının uluslararası rekabet gücümüzü olumsuz etkilememesi adına hammadde ithalatında uygulanan ek vergilerde düzenlemeye gidilmesi üreticileri rahatlatacaktır” dedi.
Sektörün ana ihracat pazarı olan Avrupa Birliği ile ilişkilerin geliştirilmesi konusunda Ticaret Bakanlığı ve diğer kamu kurumlarının önemli girişimleri bulunduğuna dikkat çeken Dinçer, şunları söyledi: “TÜRKBESD üyesi firmalar olarak tüm faaliyetlerimizi çevreyi ve iklimi koruma odağıyla gerçekleştiriyoruz. AB’nin çevre regülasyonlarına uyumlu olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Enerji etiketi ve eko-tasarım gereksinimlerini AB ile eş seviyede gerçekleştiriyoruz. Avrupa Birliği ticari ilişkilerini geliştirdiği ülkelere Paris Anlaşması’na uyumu bir şart olarak getiriyor. Paris Anlaşması’nın TBMM’de onaylanmasından dolayı müteşekkir olduğumuzu belirtmek isterim. Sektörümüze ihracat açısından gelecekte getireceği faydaları önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.”
Semir Kuseyri: GDPR Uyum çalışmalarına özel sektör de dahil edilmeli
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Semir Kuseyri, Türkiye beyaz eşya sektörünün küresel ölçekte daha da iyi bir konuma gelebilmesi için dijital yeşil dönüşümü gerçekleştirmesi gerektiğini vurgulayarak, “Sektörün yüksek teknolojili üretime giden yolda yazılım ve parça üretiminde kısa, orta ve uzun vadeli yatırımları belirlemesi, iş gücünün becerilerini geliştirmesi, inovasyon ekosistemini büyütmesi, fiziksel alt yapı için ise teşvikler alması gerekiyor” dedi.
Hukuki altyapıya da ihtiyaç duyulduğuna dikkat çeken Kuseyri, şöyle konuştu: “Ülkemizin Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) yeterli ülkeler arasında yer alması ve bu konunun önümüzdeki günlerde bir ihracat engeli oluşturmaması için ilgili kamu kurumlarımızın gerçekleştirdiği çalışmalara müteşekkiriz. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun GDPR uyumunusağlayacak şekilde AB normlarına yakınlaştırılması konusundaki gelişmeler sektörümüz tarafından izlenmektedir. Bu çalışmalara özel sektörün de dahil edilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz.”
Fatih Özkadı: Türkiye’de yeşil vergi sisteminin kurulmasına ihtiyaç var
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Özkadı ise AB’nin yeni rekabetçi büyüme stratejisi olan Yeşil Mutabakat kapsamında Sınırda Karbon düzenlemesine en çok maruz kalacak ülkeler arasında Türkiye’nin de yer alacağına dikkat çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı: “Rekabetçiliğimizin zarar görmemesi açısından Paris Anlaşması’na uyum sağlamak oldukça önemli. Cumhurbaşkanımızın BM Genel Kurulu’nda açıklamış olduğu 2053 karbon nötr hedefine uyumlu şekilde Ulusal Katkı Beyanımızın güncellenmesi ve buna uygun politika ve stratejilerin belirlenmesi öncelik taşıyor. Bu kapsamda, özellikle AB ile uyumlu bir Emisyon Ticaret Sistemi’nin hayata geçirilerek sınırda karbon düzenlemesinden muafiyet elde edilmesi ve ETS gelirlerinin ilgili sektörlerin yeşil dönüşüm projelerine aktarılmasını önemli görüyoruz. AB, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile tüm geçiş sürecini kapsayacak şekilde politika tedbirlerini ardı ardına hayata geçirirken; Ticaret Bakanlığı’nın liderliğinde 16 Temmuz tarihinde yayınlanmış olan Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nın da somut hedefler ve aksiyon planları ile desteklenmesi gerekiyor.”
Türkiye’de de yeşil vergi sisteminin kurulmasına ihtiyaç duyduğunu belirten Fatih Özkadı, “5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki uygulamalara benzer şekilde; yeşil dönüşüm alanlarında çalışmalar yürüten personelin gelir vergisinden muafiyetinin sağlanması gibi düzenlemelerin dönüşüm sürecine pozitif yansımaları olacağına inanıyorum. Bu alanda yapılan çalışmalar, istihdam üzerindeki vergi yükünün azaltılarak yeşil vergilere yönelmenin istihdam artışına katkı sağlayacağını gösteriyor” dedi.
Çevre dostu ürünler geliştirerek çevre üzerindeki etkilerin en aza indirgenmesinin her zamankinden çok daha önemli hale geldiğini aktaran Özkadı, Atık İthalatına ilişkin mevzuatın üretimde geri dönüştürülmüş malzeme miktarını artırma çalışmalarını kısıtladığını ifade etti ve mevzuatta değişiklik yapılmasının rekabet gücünü olumlu etkileyeceğini söyledi.
Mehmet Yavuz: Geçici süre için gümrük vergilerinin kaldırılması rekabetçiliği destekleyecektir
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz, basın toplantısında beyaz eşyanın ana girdisi olan yassı çelik tedariki ile ilgili yaşanan sıkıntıya çözüm olabilecek talebi dile getirdi: “Sektörümüzün karşılaştığı maliyet artışlarının bir kısmı küresel ölçekte pek çok sanayiyi etkiliyor. Çok sayıda ülke ulusal sanayinin rekabet gücünü koruyabilmek için küresel maliyetleri bertaraf edebilecek önlemler almaya çalışıyor. Örneğin, Çin ve Rusya çelik ürünlerinde ihracatı azaltacak girişimlerde bulunarak ulusal sanayilerinin bu kritik hammaddeden faydalanmasını sağlamaktadır. Bu bağlamda bizim de sektörümüzün yoğun kullandığı birkaç çelik ürününde geçici bir süre gümrük vergilerinin kaldırılması yönünde talebimiz bulunuyor. Böylece kaçınılamayan maliyet yükünün bir miktar azaltılması ve ihracatta rekabetçiliğimizin zarar görmemesi mümkün olabilecek.”