TÜRKBESD BASIN BÜLTENİ - 18 OCAK 2018

TÜRKİYE BEYAZ EŞYA SANAYİCİLERİ DERNEĞİ

TÜRKBESD

BASIN BÜLTENİ

18 Ocak 2018

 

Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) Türkiye’nin en önde gelen firmalarını bünyesinde barındıran ve dünyanın en büyük ikinci üreticisi olan beyaz eşya sektörünü temsil etmektedir. Dernek bir basın toplantısı ile sektördeki 2017 yılına dair gelişmeleri ve 2018 beklentilerini açıklamıştır.

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Güler tarafından “sektörün 4 beyaz eşyada (buzdolabı, çamaşır makinası, bulaşık makinası, fırın) 2017’de %7,3 büyüdüğü, alt bileşenlerde ise ihracat %6 büyürken,  ÖTV teşviki ile iç satışlarında %11 büyüme gerçekleştiği” belirtilerek, özellikle ÖTV indiriminin uzatılması ile piyasanın fevkalade canlandığı vurgulanmıştır.

 

ÖTV teşviki ile gelen iç satışlar büyümenin lokomotifi oldu…

 

“Büyüklük olarak 30 Milyar TL’lik bir sektör olan beyaz eşya sektörünün cirosunun %75'inin ihracat kaynaklı olduğu ve dünyada 100’ü aşkın ülkeye çoğunluğu AB pazarı olmak üzere ihracat yapıldığını” vurgulayan Güler “Doğrudan istihdamın 60.000 kişi olduğunu, ancak sektör olarak geniş bir ekosisteme sahip olduklarını, 500 tane KOBİ büyüklüğünde yan sanayi ve 15.000 tane perakende satış noktaları bulunduğunu, 3500 tane satış sonrası hizmet yerine getiren servis ağı bulunduğunu, dolayısıyla istihdamda 600.000 kişi civarında çok büyük bir rakamdan söz ettiklerini” dile getirmiştir.

 

Çin’den sonra üretim kapasitesi olarak dünyada en büyük ikinci beyaz eşya sektörü olduklarını söyleyen Güler “Böylelikle Avrupa birliğindeki pek çok büyük ülkeyi geride bırakmış oluyoruz. Sektörümüzün büyüklüğü sadece üretim kapasitesinden meydana gelmiyor; ARGE, patent, uluslararası marka yönetimi, tedarik zinciri yönetimi anlamında da Türkiye ortalamasının üzerindeyiz. Dünyada ilk üçe her daim giriyoruz” dedi.  

 

Şubat-Eylül 2017 döneminde geçerli olan ÖTV’nin sıfırlanması teşvikinin sıkı bir daralma yaşayan sektörü toparladığı, geçen seneki ortalama 600.000 adet satış öngörüsünün dahi aşıldığı ve 2017’de 621.000 adet ortalama satış gerçekleştiği belirtilmiştir. Sn. Ergün Güler “ÖTV teşvikinin son dönemi olan Eylül’de 808.000 adet ile tarihi rekor kırılmıştır. ÖTV teşvikinin son derece faydalı olduğunu görüyoruz. Maliye Bakanlığımızdan teşvik talep ederken söz verdiğimiz satış adetlerini fazlasıyla yerine getirdik. Büyümenin % 7,3 olduğunu görüyoruz. Bunun büyük bir kısmı iç piyasadan geliyor. İç satışların büyüme oranı %11’dir.” şeklinde açıklamalarda bulundu.

 

Türkiye’de satılan beyaz eşyanın %95’inin Türkiye’de üretildiğini söyleyen Güler, Türk sanayisine yapılan katkının Sanayi Üretim Endeksi rakamlarıyla gözler önüne serildiğini belirtti. Sn. Güler “TÜİK tarafından yayınlanan, Beyaz eşya ailesinin de içinde bulunduğu, dayanıklı tüketim malları üretim endeksinin 2016 boyunca, sanayi üretim endeksinin altında seyrettiğini, ancak ÖTV teşviki ile birlikte  2017’nin ikinci çeyreğinde sanayi üretim endeksini 3 puan aşarak 133'e geldiğini, ÖTV teşviki süresince de sanayi üretim endeksinin üzerinde seyrettiğini ve 3. Çeyrekte 143 puan ile sanayi endeksinin 8 puan üzerinde  bir sıçrama kaydedildiğini” belirtmiştir. Ancak Ekim ayı itibariyle dayanıklı tüketim malları üretim endeksinde düşüş görüldüğü, bunun da ÖTV teşvikinin sektörde ne kadar tetikleyici bir güce sahip olduğunu gösterdiği vurgulanmıştır. “Zira, ÖTV teşvikinin devreden çıkması ile birlikte dayanıklı tüketim malları üretim endeksi toplam sanayi üretim endeksinin altına inerek geleneksel seviyelerine gelmiştir” denildi.   

 

“Benzer şekilde, 2016’nın 3. Çeyreğinde GSYH’ya negatif katkı yapan, yani küçülen imalat sanayinin, tam bir yıl sonra 2017’nin 3. Çeyreğinde %15,2 (GSYH-İmalat’sı) artarak, %11,1 büyüyen GSYH’ye en büyük katkıyı yapan sektörlerden biri haline geldiğini” belirten Güler “2017 için %7,2 olarak öngördüğümüz büyüme, %7,3 olarak gerçekleşmiştir. Ancak alt bileşenlerde ihracat beklediğimizden biraz daha az, iç piyasa ise beklediğimizden çok daha güçlü büyüme gösterdi” diyerek sözlerini sürdürdü.  

 

İhracat artış hızında yavaşlama görüldü…

 

Sn Güler “İhracat bu sene %6 büyümüştür. İç satışlarda yaşanan dinamizmin etkisiyle ihracat göreli olarak daha yavaş artmıştır. Bu, Avrupa'daki perakende satışlarının daha yavaş büyümesinden kaynaklanmaktadır. Bizim ihracat pazarımız çoğunlukla AB ülkeleridir. 2018’de de AB pazarında büyümede bir azalma beklenmektedir. Oradaki talep daralması ister istemez ihracatımızı etkilemektedir. Tabi ihracat rakamları artış göstermekte ve ihracatta büyüme yaşanmaktadır. Ancak bu daha önceki yıllarda görmeye alışık olduğumuz %8-9’luk büyüme rakamları seviyesinde değildir. Yeni pazar arayışı TÜRKBESD üyeleri için hep gündemdedir. Gerek üretim yatırımları gerekse marka yatırımları, marka satın almaları yoluyla da pazarı çeşitlendirme çalışmaları süreklilik arz etmektedir. Çin ve Avustralya dahil 100’den fazla ülkeye ihracat yapılmaktadır. Son zamanlarda daha çok Asya-Pasifik bölgesine ağırlık verildiğini görüyoruz” dedi.

 

2018’de büyüme beklentisi yüzde 6,1

Türk beyaz eşya sanayinin 4 ana üründe 2018 beklentileri ile ilgili bilgi veren Güler “2018 yılında ihracatta % 6,4, iç satışta % 5,5 ve bu verileri kapsayan toplam pazar hacminde ise % 6,1 oranında büyüme olacağını bekliyoruz” diye konuştu. Güler “Adetsel olarak beklentimiz ise iç satışta yaklaşık 8 milyon, ihracatta ise yaklaşık 19,5 milyon adete ulaşmaktır” dedi. Özellikle iç satışlarda yatay büyümenin devam edeceği sinyalini veren Güler “Bu fotoğrafta iç satışlarımızdaki artış hızının geçen senenin altında kalacağını tahmin ediyoruz.” şeklinde konuştu.

Sn Güler, “ÖTV teşvikinin sona ermesi ile beraber, iç piyasa satışlarında çok keskin düşüş yaşandı. Şöyle ki, 2016 son çeyrekte 4 büyük beyaz eşya satışı 1.742.000.- adet iken, bu yılın son çeyreğinde satışlar %14 daralmak sureti ile 1.502.000.- adet olarak gerçekleşmiştir. 2017’de ki olumlu ivmenin devamı için devlet desteği büyük önem arz etmektedir.” dedi.

 

Teknolojik sıçrama yapılabilmesi için devlet desteği gerekli…

 

Beyaz eşya sektörünün uluslararası rekabetçiliğinin bir sonucu olarak enerji verimli ürünler ürettiği, bu konuda büyük ARGE yatırımları yapıldığı belirtilerek, enerji verimliliğinin cari açığın kapatılmasındaki önemi vurgulanmıştır. TÜRKBESD Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı “Türkiye'nin en büyük problemlerinden birisi cari açığının kapatılmasıdır. Ayrıca, hükümetimizin 2023 hedefleri doğrultusunda enerjide dışa bağımlılığı azaltmak bulunmaktadır. Türkiye’nin toplam elektrik tüketiminin yaklaşık %22’si konutlarda gerçekleşmekte ve beyaz eşya ürünleri konutlardaki elektrik tüketiminin %50’sini oluşturmaktadır. Cari açığın en büyük kalemi olan enerji ithalatının azaltılması açısından, enerji verimliliği yüksek ürünlerin yaygınlaştırılması için hükümetimiz inisiyatif kullanmalıdır.” dedi.

 

Sn. Özkadı ayrıca “Çin maliyet avantajını teknolojik avantaja dönüştürmektedir. Çin’li sanayiciler kendi devletinin desteği ile Avrupa’daki dev robotik firmalarını satın alma, teknoloji devleri ile şirket birleşmeleri yapma sürecindedir. Kısa süre sonra Çin, know-how ve teknoloji olarak da piyasayı domine edecektir. Türkiye mevcut teşvik yapısıyla en iyi ihtimalle mevcut yerini koruyabilir. Sanayide sıçrama yapılabilmesi için devletimizin elindeki kıt kaynakların stratejik yatırımlar için kullanılması gerekmektedir. Böylece orta vadede yan sanayi dalları ile birlikte top yekün bir kalkınma yaşanacaktır. Başlangıçta süreçler sanayi ile birlikte kurgulanırsa başarı kaçınılmazdır.” şeklinde açıklamalarda bulundu.

 

Sn. Özkadı konuyla ilgili olarak, “Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ara malında ithalata bağımlılığın azaltılması konusunda çalışmalar yapmakta ve bilgi-iletişim teknolojilerine yatırım yapan KOBİ’leri öncelikli olarak desteklemektedir. Bu yan sanayinin gelişimi ve dolayısıyla ana sanayinin gelişimi için çok önemlidir. Ana sanayi olarak, ihracattaki rekabetçiliğimizi korumak adına, dünyadaki trendleri çok yakından takip ediyoruz. Sanayi 4.0 halihazırda fabrikalarımızda çalışılıyor. Bu konuyu ileri noktalara taşımamız gerekiyor.” dedi. Devlet desteklerinin stratejik olarak kullanılması halinde, bunun ekonomik sonuçların kendi kendine kalkınan bir ekosistem yaratabileceğini vurguladı. Sn. Güler  “İnovatif sektörlerin stratejik ve yoğun olarak desteklenmesi, zaten halihazırda teknolojik yatırım ve araştırma yapma kabiliyeti olan bu sektörler tarafından hızlıca ekonomik faydaya dönüştürülecek ve bu dönüşüm yan ve ilave sektörleri de kısa sürede besleyecektir. Devletimizin, katma değeri yüksek ürün üreten yerli sanayicilerle öncelikli olarak stratejik işbirliği yapması ülkemizin toplam faydasınadır.” diyerek sözlerini sürdürdü.

 

 

Beyaz eşya sektörü, yerli çelik sac sektörünün kısıtları ile ithalatta gümrük vergileri arasına sıkışmıştır…

 

TÜRKBESD Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı, gerek basın toplantılarıyla gerekse Bakanlıklar nezdinde dile getirdikleri “yassı ve paslanmaz çelik vergi” konusuna dikkat çekerek, her iki hammaddenin de Beyaz Eşya sanayinin en önemli girdilerinden biri olduğunu belirtti. Bu bağlamda “yassı ve paslanmaz çelikteki gelişmeleri TÜRKBESD ve sektör olarak yakından takip ediyoruz” diye konuştu.

 

Sn. Özkadı “Türkiye’de kaliteli çelik sac ürünleri bulunmakla birlikte, üretim hatlarının talep esnekliğine göre değiştirilmesinin çok maliyetli olması sebebiyle, talep eden sektör olarak biz bu maliyete katlanmak zorunda kalıyoruz. Bu ekonominin gerçeklerine uygun olmadığı için de, Türk beyaz eşya sektörü olarak ihtiyaç duyduğumuz teknik spesifikasyonlarda ve kalitede ve de uzun vadeli öngörülebilir fiyatlar ile yassı çelik -paslanmaz çelik ithalatı yapma gereği duyuyoruz.” şeklinde konuştu. Bu durumun sanayi üretiminin doğal bir sonucu olduğu, üretim hatlarının birçok sanayi dalı için kolay değiştirilebilir olmadığı da ifade edilmiştir. “Bu haliyle sektör ya fire maliyetlerine ya da yüksek gümrük vergilerine ve ilave mali yükümlülük baskısına katlanmak zorunda kalmaktadır.” denilmiştir.

 

Sn. Özkadı, ithal edilen sıcak/soğuk sac ve paslanmaz çelikte %9-15 vergi olduğunu ve bu durumun beyaz eşya firmaları Uzakdoğulu rakipleri karşısında ciddi bir haksız rekabete uğramakta olduğunu vurgulayarak “Güney Kore’li beyaz eşya üreticileri, Türkiye’ye gerçekleştirdikleri ithalatlarında çamaşır makinesi için %0,7 gümrük vergisi ödemekte; buzdolabı, bulaşık makinesi ve kurutucular için gümrük vergisi ödememektedir. Türkiye ile Güney Kore arasında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması (STA) kapsamında gümrük vergileri sıfırlanmaktadır” diye konuştu.

 

Yetkili servislerin tüketici ve ürün güvenliği açısından sorumluluğu büyüktür…

 

TÜRKBESD Başkan Yardımcısı İhsan Kara, yetkisiz servisler ve bunların sebep olabildiği tüketici mağduriyetine dikkat çekerek, “tüketicilerimiz bir ürünle ilgili herhangi bir sorun yaşadıklarında, müracaat edecekleri servisi mutlaka firmalarımızın web siteleri üzerinden bulsunlar” dedi. Sn. Kara “Yetkili olmayan servislerin ürün ve tüketici güvenliğini tehlikeye sokabilecek hizmet ve uygulamaları sonucu ortaya çıkan mağduriyetleri nedeni ile biz üreticiler sorumlu tutuluyoruz ancak tüketicinin mağduriyetini gidermek ne yazık ki mümkün olamıyor. Yetkisiz servisin ne işlem yaptığını, nasıl malzeme kullandığını kontrol edemiyoruz ve oluşan hasarı geriye döndürmek mümkün olmuyor.” açıklamasında bulundu. Konu ile ilgili olarak ilgili Bakanlıkla temas halinde bulundukları da ifade edilmiştir.