TÜRKBESD Beyaz Eşya Sektörü’nün Gidişatını Değerlendirdi:Yavaşlama dikkat çekici…
Türkiye’nin en önde gelen firmalarını bünyesinde barındıran, üretimi ile Avrupa’da 1 numara olan beyaz eşya sektörünü temsil eden Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) 2016 yılı 10 aylık rakamlarını düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Yılın ilk yarısını büyüme ile kapattıklarını belirten TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Güler “Türkiye beyaz eşya sektörün ithalata dayalı bir sektör değil. Ekosistemi çok geniş. Ama 3 aylık son dönemde son 4 senenin en düşük dönemsel ortalama büyüme oranı gördük. ÖTV indirimi ile piyasanın canlanmasını umut ediyoruz” diye konuştu.
Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) dün düzenlediği basın toplantısı ile 2016 10 aylık rakamları ve sektörü etkileyen hususları paylaştı. Türkiye beyaz eşya sektörünün 60 bin direkt, 600 bin dolaylı istihdam sağladığını belirten TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Güler (Vestel Ticaret A. Ş. Genel Müdürü), “Sektörümüzün yıllık toplam üretim miktarı 25 milyon adet. Toplam ihraç edilen ürün sayısı ise 18 milyonun üzerinde. Ürettiğimiz ürünlerin yüzde 75’ini 150 ülkeye ihraç ediyoruz. Sektörümüzün toplam cirosu ise 30 milyar TL” dedi.
Ülke ekonomisinin büyümesine büyük katkı sağladık
4 beyaz eşyanın pazar büyüklüğü hakkında bilgi veren Ergün Güler, “GSYİH 2000 yılından itibaren hesaplarsak ortalama yüzde 4 oranında büyüdü. Bu sürede, beyaz eşya sektörümüz ise %7,8 büyüdü. Kısaca, GSYİH’nın yaklaşık 2 katı kadar bir büyüme gerçekleşti” diye konuştu. Sektörün, büyüme rakamları ile ülke büyümesini yukarı çeken önde gelen sektörlerden biri olduğunu ortaya koyduğunu belirten Güler, “Sektör ithalata dayalı bir sektör değil. Büyümenin önemli bir kısmı ihracattan kaynaklanıyor. Sektörün ekosistemi çok geniş. Çok ciddi KOBİ seviyesinde tedarikçileri olan, doğrudan 60 bin kişiyi istihdam eden, dolaylı 600 bin kişi istihdam eden bir sektör. Tüm şirketlerin 15 bine varan bayilik teşkilatı var.” dedi.
Dikkat iç piyasa küçülüyor…
Ancak son rakamlara bakıldığında sektör açısından olumsuz sinyaller gelmeye başladığını belirten Güler “Son 4 senedir sektör iç satışlarda Ekim ayında ilk defa keskin bir küçülme (-2,4) yaşadı. Sadece beyaz eşya değil konut ve otomotiv satışlarında da bunu görüyorsunuz” diye konuştu. Son açıklanan TÜİK verisine göre sanayi üretim endeksinde Eylül ayında bir önceki aya göre en yüksek azalış %14,2 ile dayanıklı tüketim malı imalatında olduğuna değinen Güler “Beyaz eşyada ilk yarıda yüzde 8’lik bir büyüme yaşanırken Ağustos-Eylül-Ekim aylarını kapsayan dönemde sektör ortalama büyümesi bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yalnızca yüzde 0,8 oranında büyüme sağlamıştır. Bu oran son 4 senenin en düşük dönemsel ortalama büyüme oranı” dedi.
ÖTV indirimi yapılsın, enerji verimli ürün satışı ile cari açığımız kapansın
En büyük sorunun iç pazarın daralması olduğuna değinen Güler “En son 2007- 2008 krizi sonrası 2009 yılında da benzer bir düşük büyüme görülmüştü. Devlet beyaz eşyada olan %6,7 ÖTV oranını kaldırdığında sektör canlanmıştı.” diye konuştu. Devletin yapacağı ÖTV teşvikinin faydasının piyasayı canlandırarak, tüketimi hızlandıracağı ve bu tüketimin ise ithalata gitmeyerek Türkiye’de kalacağını söyleyen Güler ”Firmalar, ÖTV teşvikli ürün sattığında tüketicilerden gelen eski ürünün, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı mevzuatına(AEEE Yönetmeliği) göre, geri dönüşümünü sağlasın ve bunu Bakanlığa bildirerek belgelesin. Böylece, hem enerji verimli ürünlerin alımı desteklenerek ülkemizdeki enerji sarfiyatını artışını durdururuz, hem sektör canlanır hem de cari açık için kazanım elde etmiş oluruz.”dedi.
Teşvik verin 1 Keban Barajı kazanalım..!
Başta Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanımızın en önemli sorun olarak cari açığı işaret ettiklerini belirten Güler “Cari açığın önemli bir kısmı da enerjiden geliyor. Elektrik tüketiminin %14’ü evlerdeki beyaz eşyalardan elektronik eşyalardan kaynaklanıyor. Bugün baktığınızda evlerimizde hala günümüz enerji yönetmeliğine uygun olmayan (A,B,C,D) enerji sınıflı ürünler olduğunu görüyorsunuz. Bir gecede tüm evlerdeki buzdolaplarını toplasak yerine A+ enerji sınıfına ait dolaplarla değiştirsek Türkiye 1 Keban Barajı kazanıyor, A++ ürünlerle değiştirsek 1 Atatürk Barajı kazanıyoruz.” diye konuştu.
Saclardaki mevcut vergi, beyaz eşyanın büyümesini engelliyor!
TÜRKBESD Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı (Arçelik A.Ş. Sürdürülebilirlik ve Resmi İlişkiler Direktörü) ise beyaz eşya üretiminin en önemli girdilerden birisinin “çelik sac” olduğunun altını çizerek, yerli üretim yapan sektör firmalarının girdi olarak kullanılan çelik sacta istenilen teknik özelliklere haiz sacı yurt içi tedarikçilerden karşılayamadığını ve söz konusu saçı yerli üretimden karşılama imkânı olsa bile bu sacın ithal saça göre çok pahalıya mal olduğunu vurguladı.
Özkadı “Yurtiçi beyaz eşya pazarı yoğun rekabetin yaşandığı bir pazardır. Çelik sac gibi önemli bir girdinin temininde Polonya ve G. Kore’de üretim yapan rakiplerimizle aramızda yaşanan fiyat farkı daha rekabetçi ürün üretme baskısı altında olan yerli üretimi yurtiçi pazarda zorlamaktadır. Yurtiçi piyasada ithal beyaz eşyanın payı artmaktadır.” diye konuştu. Özkadı "Mevcut %9 gümrük vergisinin yanı sıra, uygulanacak herhangi bir antidamping vergisi ise tamamen yerli üretici aleyhine olacaktır. Bu durum, bitmiş üründe gümrük vergisi olmadığı için üçüncü ülkelerden yapılacak bitmiş ürün ithalatının ise lehine olacaktır." dedi.
Koruma doğrudan ve dolaylı istihdamı çok daha yüksek katkısı olan nihai ürüne uygulanmalı
Türkiye’nin Avrupa’nın lider üretim üssü olması ve net ihracatçı konumu dolayısıyla beyaz eşyada yüksek katma değer yarattığına değinen Özkadı “Korumanın doğrudan ve dolaylı istihdamı çok daha yüksek katkısı olan nihai ürüne uygulanması ülkemiz yararına olacaktır. Dolayısı ile düşük maliyetli girdi temininde beyaz eşya üreticilerine serbesti sağlanmasının ülke ekonomisine ve istihdama katkısı çok daha büyük olacaktır. “ dedi.
Özkadı “40 yılı aşkın bir zamandır yerli yassı mamul üreticilerimize destek amacıyla uygulanan gümrük vergisi günümüz dinamik ekonomi yapısı ile bağdaşmıyor. Tüm bunlar göz önüne alındığında artık bu noktada yüzde 9 oranında uygulanan gümrük vergisinin kaldırılması gerekmektedir.” diye konuştu.
AEEE’de ilgili tüm kurumlar elini taşın altına koymalı
TÜRKBESD Başkan Yardımcısı Muharrem Yamaç (BSH Ev Aletleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. Teknik Ortaklık ve Kamusal İlişkiler Direktörü) da, 22 Mayıs 2012 tarihinden itibaren Atık Elektrik ve Elektronik Yönetmeliği’nin yürürlüğe girdiğini, bu yönetmeliğe göre belirlenen hedefler kapsamında AEEE’lerin toplanması gerektiğini belirterek, “Türkiye’nin AEEE hedeflerini sağlaması için sektördeki ilgili tüm paydaşların sorumluluklarını yerine getirmesinin çok önemli ve gerekli olduğu düşüncesindeyiz. Herkes elini taşın altına koymalı” diye konuştu.
AEEE miktarını arttırmak için firmaların büyük maliyetlere katlanarak ‘Eskiyi Getir, Yeniyi Götür’ kampanyaları düzenlediğini, seslerini ulusal medyada yoğun bir şekilde duyurduğunu ve eski ürün veren tüketicilere indirim uyguladıklarını vurgulayan Yamaç “Ancak bu kampanyalar dönemsel olarak yapılmakta olup uygulanan indirimlerden ve tüketici davranışından dolayı sürdürülebilir değildir.” dedi.
Belediyelerin de AEEE toplanması konusunda sorumlu olduklarının altını çizen Yamaç “Ne yazık ki bugüne kadar sayısı çok da fazla olmayan Belediyelerin AEEE toplanması konusunda hizmet verdiği gözlemlenmiştir.” dedi.
Elektrik, elektronik atığında toplama sorumluluğunu yerine getirmeyen ithalatçılar engellenmeli
Yurtdışından EEE ithal eden firmaların AEEE Yönetmeliği kapsamındaki sorumluluklarını yerine getirmediklerini belirten Yamaç “Bu durum iç piyasada Türkiye’ye yatırım yapan bizim gibi firmalar için haksız rekabete yol açıyor. O nedenle sorumluluğunu yerine getiremeyen ithalatçılar piyasaya EEE sürmesin ve bu firmaların ithalatı engellensin” diye konuştu.